1. Ariel Ortega
2002 yılında, “ha geldi, ha gelecek” diye diye aylar boyunca spor gazetelerinin manşetlerini süslemişti. Adeta yılan hikayesine dönen bir transfer hikayesi, ülkemiz adına nihayet mutlu sonla bitmişti.
Arjantin’in yetiştirdiği en büyük 10 numaralardan biri olan Ariel Ortega’nın ülkemize tatil için bile geleceğini o dönem hayal edemiyorduk. Aziz Yıldırım’ın transfer konusunda fırtına gibi esmeye başladığı o yıllarda, Ortega’nın Türkiye’de oynamayı kabul etmesi, yıldız transfer modasının da bir nevi öncüsü oluyordu.
Fakat özel hayatında alkol ve aile içi şiddet gibi sorunları gün yüzüne çıkan Ortega, bir türlü sahaya odaklanamıyordu. Birkaç maç dışında taraftarın beklentilerini karşılayamadı ve bir deplasman maçı sonrasında ansızın ülkesine kaçtı. Transferi ne kadar heyecan verici olsa da performansı bir o kadar fiyasko oldu diyebiliriz.
2. Roberto Carlos
Gazeteler yaz boyunca “Roberto Carlos Fenerbahçe’ye geliyor” dediklerinde çoğumuz “hadi canım, o kadar da değil” diyorduk. Fakat Aziz Yıldırım ve ekibi, Ortega konusunda hayal kırıklığına uğrayan taraftara bu defa çok daha karakterli bir yıldız oyuncuyu armağan etmeyi başardı.
Roberto Carlos oyun disiplini, uyumu ve iş ahlakıyla herkesin bir anda sevgilisi oldu. O dönem Fenerbaçe’de çok sayıda Brezilyalı futbolcu olması da uyum konusunda ona yardımcı oldu.
Dünyanın gelmiş geçmiş en iyi sol beklerinden biri olarak gösterilen Roberto Carlos, Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale çıktığı sezonda oldukça başarılı işlere imza attı.
3. Didier Drogba
Galatasaray’da çilek transferler modasını herkes hatırlayacaktır. Özellikle Ünal Aysal yönetimi o dönem taraftarın kalbini bu tip yıldız transferler yaparak kazanmıştı.
Ocak 2013’te takıma Fildişi’nin futbol anlamında yaşayan efsanelerinden Drogba dahil oldu. Özellikle Chelsea kariyerinde attığı gollerle hepimizi mest eden Drogba’yı artık kendi ligimizde seyredebilecektik.
Neyse ki Drogba futbol severleri hayal kırıklığına uğratmadı ve üst düzey bir katkı sağladı. Bu transferden geriye kalan en güzel hatıra taraftarların ürettiği “Çare Drogba” sloganıydı.
4. Samuel Eto’o
İçindeki futbol ateşi adeta 16 yaşındaki bir altyapı oyuncusu gibi olan Eto’o, ilerleyen yaşına rağmen ülkemizde birçok oyuncuya taş çıkarttı.
Geçmiş yıllarda Barcelona, Chelsea, İnter, Real Madrid gibi takımların formasını giyen Eto’o ülkemizde önce Antalyaspor, sonrasında ise Konyaspor’da futbol oynadı.
Saha kenarında olduğu zamanlarda bile yerinde duramayan Eto’o, teknik direktörlük konusunda da oldukça istekli bir isim. Özellikle Antalyaspor’a geldiği ilk sene peş peşe attığı sıra dışı gollerle dikkat çeken yıldız oyuncu, şehrin tanıtımı için de etkin şekilde rol oynadı.
Ülkemizdeki kariyerini 50 golle kapatan Eto’o, bu sene Katar’a transfer oldu.
5. Gheorghe Hagi
Romanya futbolunun efsanesi Hagi, Galatasaray’da adeta küllerinden doğdu. Onu özellikle 1994 Dünya Kupası’nda attığı muhteşem gollerden ve Barcelona’daki çalımlarından çok iyi tanıyorduk.
Galatasaray’a ilk geldiği yıllarda artık onun burada iş yapamayacağını savunanların sayısı az değildi. Fakat kariyerinin son durağı olan Galatasaray’da henüz ilk seneden efsaneler arasına gireceğini gösterdi.
Taraftar için adeta bir idol olan Hagi’nin, Galatasaray’ın Uefa Kupası’nı kazanmasında ve 4 sene üst üste gelen şampiyonlukta çok önemli rolü bulunuyor. Ona güzel bir jübile yapılmaması ise taraftarın içinde hala bir yara. Kulüp, sonraki sezonlarda teknik adam olarak kendisine iki defa şans verdi. Hagi, şu an antrenörlük kariyerine ülkesinde devam ediyor.
6. Guti Hernandez
Beşiktaş’ta her ne kadar kısa bir süre oynasa da yoğun bir etki bırakan Guti, özellikle taraftarla arasında harika bir enerji yarattı.
Her maçtan sonra taraftara üçlü çektirmesiyle akıllara kazınan yakışıklı futbolcu, ülkemize Real Madrid takımından gelmişti. Guti şu anda Beşiktaş’ta Şenol Güneş’in yardımcısı olarak görev yapıyor.
7. Alex de Souza
Onu anlatmaya kelimelerin gücü yetmez diye düşünüyorum. Zaten taraftar da benimle aynı şekilde düşünüyor olacak ki Alex’e duydukları saygıyı Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda bir heykelini yaparak göstermeyi seçtiler. Senelerce emek verdiği bir kulüpten gidişi her ne kadar taraflı tarafsız herkesi üzse de, bu süreç esasında Alex’in daha da efsaneleşmesini sağladı.
İnanılmaz sol ayağıyla rakiplerin korkulu rüyası olan Alex, tam bir duran top ustasıydı. Brezilya tornasından çıkan bu özel yetenek, sadece bir sanatı andıran futbol stiliyle değil, düzgün aile hayatıyla da dikkat çekiyordu. 171 gol atan ve iki defa da gol kralı olan Alex, yakın zaman önce Fenerbahçe’de geçen yıllarını da anlattığı bir otobiyografik kitap çıkardı. Kitap ülkemizde de satış rekorları kırmayı başardı.
8. Nicolas Anelka
Bir dönem dünyanın en iyi genç futbolcusu olarak seçilen, Real Madrid, Arsenal, PSG, Liverpool, City gibi büyük takımlarda oynama başarısı gösteren Anelka’nın Fenerbahçe’ye transferi büyük bir etki yarattı.
Fransız futbolcu kolay kolay gülmeyen, oldukça soğuk ve yapı gereği mutsuz görünen bir oyuncuydu. Bu iletişimsizliğine rağmen taraftar onu işini iyi yapmasından ötürü çok seviyordu. Özellikle Galatasaray ve Beşiktaş derbilerinde oynadığı etkili futbol ve attığı gollerle önemli izler bıraktı.
Ara transferle Fenerbahçe’ye gelen oyuncu toplamda 16 gol kaydetti. Yıldız oyuncu futbolu 2015 yılında Hindistan Ligi’nde bıraktı.
9. Claudio Taffarel
Yabancı kaleci konusunda pek şanslı bir futbol ülkesi sayılmayız ancak ülkemizden Taffarel gibi bir efsane kaleci geldi geçti diyerek gururlanabiliriz.
Aslında hala da bizden kopabilmiş değil. Kendisi de ailesi de şu an Türkiye’de. Çünkü efsane kaleci, Fatih Terim’in kadrosunda kaleci antrenörü olarak görev yapmaya devam ediyor.
Taffarel dendiği zaman elbette Galatasaray’ı ipten aldığı onlarca maç sayabiliriz ancak eminim ki herkesin aklına gelen ilk maç Uefa Kupası final maçındaki o tanrısal dokunuşları olsa gerek.
10. Cevad Prekazi
Biraz da gerilere gidelim. Türkiye’de yabancı futbolcu transferinin henüz lüks sayıldığı senelere. Galatasaray’ın raket gibi sol ayağı olan efsane oyuncu Prekazi, hala attığı frikik golleriyle spor programlarının jeneriklerini süslüyor.
Kosova kökenli Prekazi, o dönem Derwall’ın isteğiyle Amerika’dan transfer edildi. 1986 ve 1991 yılları arasında Galatasaray’da oynayan Cevad Prekazi, bugün ülkesinde altyapı hocalığı yapmaktadır.
11. Franck Ribery
Fransa Ligi’nde oynayan genç bir oyuncuydu Ribery. Avrupa kulüplerinden önce Galatasaray’ın radarına giren oyuncu, deyim yerindeyse ülkemizde yıldızını parlattı.
Küçükken geçirdiği bir kazadan ötürü yüzünde kalıcı izler bulunan Ribery, inanılmaz top hakimiyeti ve çalımlarıyla, sadece yarım sezon oynamasına rağmen değerini kat kat arttırdı.
Özellikle Fenerbahçe ile oynanan kupa finalini adeta tek başına sırtladı. Ribery, Galatasaray’da oynadığı etkili futbolla kendini kanıtladı ve önce Marsilya, oradan da Bayern’e transfer oldu.
12. Pierre van Hooijdonk
Türkiye’yi bu denli benimseyen çok az yabancı futbolcu vardır herhalde. Feyenoord’dan Fenerbahçe’ye transfer edilen Pierre van Hooijdonk, ilginç imajı ve düzgün fiziğiyle büyük bir hayranlık duygusu uyandırıyordu.
Hala Fenerbahçe maçlarını sıkı şekilde takip eden ve sosyal medyadan destek mesajları atan Pierre van Hooijdonk, o dönem birçok firmanın da reklam yüzü olmuştu.
Pierre van Hooijdonk, daha ilk sezonunda Fenerbahçe’de tam 25 gol kaydetti. Pierre van Hooijdonk bir gün Fenerbahçe’ye antrenör olarak dönmeyi çok arzuladığını her röportajında tekrarlıyor.
13. Shota Arveladze
Shota, Türkiye’nin gördüğü en sempatik futbolcular arasında gösterilebilir. Fakat Shota sadece sempatisiyle değil, yetenekleriyle de Trabzonspor taraftarının kalbini kazanmıştı.
Shota, ikiz kardeşiyle beraber geldikleri Trabzon’u oldukça benimsedi. Şehrin kültürel dinamiklerine kısa sürede uyum sağlayan Shota’yı kah horon teperken, kah hamsi yerken görüyorduk.
Gürcü oyuncu, kimse için yabancı bir futbolcu olarak görülmüyor, adeta Trabzon’un yerlisi gibi davranılıyordu. Futbolculuğu sonrasında teknik adam olarak da kulübün başında bulundu ancak aynı başarı tekrar edilemedi.
14. Ricardo Quaresma
Portekiz futbolunun en kariyerli futbolcularından olan Quaresma, Beşiktaş’ta şu anda ikinci dönemini yaşıyor.
Yıldızı Sporting’de parlayan oyuncu sonrasında Barcelona, İnter, Porto ve Beşiktaş takımlarına transfer oldu. Avrupa’da Porto’daki gibi ses getiremeyen Quaresma, hala milli takımın vazgeçilmezlerinden.
Özellikle ayağının dışıyla yaptığı kendine has ortalarıyla izlemesi çok keyifli bir oyuncu olan Quaresma, taraftar için çok özel bir isim.
15. Zoran Simovic
Karadağ’ın önemli kalecilerinden biri olan Zoran Simovic, 1984 senesinde Galatasaray’a transfer oldu. Kısa sürede fenomen olan Simovic, toplamda 6 sezon kaleyi kimseye kaptırmadı.
Galatasaray’a Hajduk Split takımından transfer olan Simovic, o yıllarda Yugoslavya milli takımının kalesini de koruyordu. Simovic şu anda futbolla aktif olarak ilgilenmiyor ve kendisini inşaat sektörüne adamış durumda.
Wesley Sneijder nasıl yok? ilk beşte olmalıydı.